15 Şubat 2013 Cuma

kader / zeki demirkubuz



uğur: neden geldin?
bekir: biliyorsun.
u: ne deyim ben şimdi sana
b: hiç bir şey deme bir tek kalmama izin ver yeter. bak söz veriyorum bu sefer hiç bir şeye karışmıycam.
u: kaç defa denedik biliyorsun. nasıl inanıyım sana?
b: söz veriyorum eğer durmazsam kovarsın.
u: ya bela çıkarırsan?
b: çıkarmam.
u: ya çıkarırsan?
b: çıkarmam ya. baktım olmuyor bi' kenarda kafama sıkarım.
u: manyak manyak konuşma.
b: eğer sıkmazsam siksinler. benim de bi' gururum var be.
u: gördük son defasında bütün konya'yı ayağa kaldırıp gittin.
b: sen de aşşağılama bizi o ta ne zamandı.
u: ben dönmenden yanayım. artık iki çocuk babasısın.
b: bunu yapma bana
u: sen de yapma. benim için hava hoş. iyi bile olur. ama insaniyetli olmaz. sana da yazık ailene de.
b: sen de anla artık başka yolu yok bunun. yazıkmış kılmış tüymüş, hepsi hesap edildi bunların ya. her şeye hazırım diyorum sana. herkesin inandığı bir şey vardır bu amına koduğumun hayatında. benimki de sensin.

geçen gece çocuk hastaydı. ilacı bitmiş; almak için dışarı çıktım. sağa sola saldırıp nöbetçi eczane arıyoruz. birden durup dururken içim cız etti. baktım yine aynı karın ağrısı. öyle özlemişim ki seni... dönerken bir meyhane gördüm. bir tek içeri girdiğimi hatırlıyorum, bir de rakıya yumulduğumu. arkasından en az dört cigaralık... sonra gözümü bir açtım: karşıdan karlı dağlar geçiyor. bir daha açtım, başımda bir çocuk ''kalk abi.'' diyor ''kars'a geldik.'' otobüsten indim, yürümeye başladım. dedim: ''allah'ım nerdeyim ben, burası neresi?'' sonra güç bela burayı buldum. kapının önünde durup düşündüm. dedim: ''bekir, bu kapı ahiret kapısı, burası sırat köprüsü, bu sefer de geçersen bir daha göremezsin. iyi düşün'' dedim. düşündüm... düşündüm... ama olmadı; dönmedim. sonra '' bak oğlum'' dedim kendi kendime. ''yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok; kader'in böyle... yol belli, bu son, son yürüşün.''