19 Ocak 2020 Pazar

abbas kiyarüstemi röportajından / aşk üzerine


 birisi bir zamanlar aşkın, yanlış anlamanın sonucu olduğunu söylemişti.
bizler yanlış anlamayı ararız.
anlaşmayı başardığımızda, birini gerçekten anladığımızda, aşk da sona erer.
her türlü iyi şeyi o kişiye atfederiz ve sonra ona aşık oluruz.
ancak elbette elde ettiğimiz eksik bir gerçek oluyor...
...çünkü gerçeği bilmek istemiyoruz.
gerçeği bilmek karşıdakini anlamak ve aşkın bitmesi demektir.
yani bir bakıma, aşk yanlış anlamanın sonucudur.
birini anlamadığımızda ona aşık oluruz.
kişinin gerçeğinin farkına vardığımızda, onun düşündüğümüz kişi olmadığını söyleriz.
yani aşk, ilüzyondan başka bir şey değildir. şükür ki böyle bir yeteneğimiz var.
başka türlü olsaydı, tek bir özgün tip olurdu ve herkes ona aşık olurdu.
uzun yıllar boyunca bir şeylerin pek çok kopyasını gördükten sonra...
...özgün olan biri, bizi olduğumuz yerde durdurur. nefesimizi keser.
bizler özgün olanın karşısında durup onu anlayabilecek uzmanlar değiliz.
bu yüzden, kopyalar olmasaydı, özgün olanları anlayamazdık.
aşık olduğumuzda, her şeyi özgün olarak görürüz.
bizler kendi gözümüzü boyarız. değerini abartır...
...kendimize alamayacağımız kadar çok sıfır ekleriz sonuna.
ve böylece bedelini ödeyemeyiz...
...etiketteki sıfırları teker teker sileriz. değerini indiririz.
işte böylece gerçeğe ulaşırız.
burada benim de gönülden inandığım nokta şudur ki...
...çoğumuz için özgün olan ulaşılmazdır.
bu yüzden bir kopyaya değer vermeli ve takdir etmeliyiz. önemli olan budur.