18 Haziran 2015 Perşembe

merhamet / arthur schopenhauer




















hayatın hiçliği ve acılara dair
(arthur schopenhauer)

...geçmişi geri gelmeyen, geleceği belirsiz, gri bir bulut yaşadığımız an.

...acıyı, korkuyu, endişeyi hissederiz. fakat acısızlığı, korkusuzluğu, endişesizliği hissedemeyiz.

...acı: anlık sevincin tersi. istemsizce.

...sağlığı, gençliği, özgürlüğü… hayatın 3 iyisini sahip olduğumuzda bile içselleştiremeyiz. canımız sıkıldığı anı içselleştirebiliriz, neşeyi değil.

...varoluşumuz, mutluluk duygusunun en az hissedildiği an mutluluk verir.

...büyük bir mutluluğun hatırlattığı yegane şey ardından gelen mutsuzluk yığınıdır.

...hayat boyu karşılaşılan olumlu ve olumsuz şeylerin bilançosu çıkarıldığında iyilik mi çok kötülük mü anlaşılacaktır.

...bin iyilik, bir kötülük değerinde bile değildir. çünkü binlerce kişinin mutluluk içerisinde yaşaması bile, bir kişinin işkence sırasında duyduğu acıyı yok edecek kadar büyük bir haz değildir.

...bugün ki neşen, geçmişteki acıları zerre dindiremez ve kötülüğün sadece var olması yeterlidir.

...çevremizdeki her şey cehennemdeymişçesine kükürt kokmakta. herşeyde bir eksiklik var. hoş olan, hoş olmayan her ne varsa. her zevk eksiktir, yarımdır. her eğlence rahatsızlığı da beraberinde getirir. her rahatlama, sıkıntılarını kendiliğinden çağırır.

...gerçek kötülüğün nedeni, insan denilen varlığın kendisidir.

insan insanın kurdudur (platon) insan insanın şeytanıdır (dante) insan ne ki temiz olsun (kosmos) insan yaratılmışların en şereflisi olarak yaratıldı ve (tin süresi) insan yumuşak tuylu kedi gibidir (eskilerin sözü)

… ve insan varoluşu itibariyle şeytan olmaya yatkındır. genel olarak adaletsizlik, insafsızlık, kötülük asıldır. bu nedenle yasalara ve devlete ihtiyaç duyulur.

...gerçek anlamda insanı mutlu edebilecek hiçbir şey yoktur. denilebilir ki, mutlu olanların en mutlu olduğu an uyuduğu andır ve mutsuz olanların en mutsuz olduğu an ise uyandıkları andır.

...insanlar mutsuz olduklarından dolayı, başka insanların mutlu olmalarına katlanamamaktadırlar. mutlu olan ise kendi neşesi ile tüm dünyanın neşelenmesini ister.

...eğer hayat kâle alınır ve hiçliğe tercih edilebilecek bir şey olsaydı, zaman hayattan çıkış kapısı bu denli korkunç bekçiler olan ölüm ve ölüm korkusu tarafından tutulamazdı. kim katlanabilir ölmeye ve yaşamaya.

...var olmak ve yaşama isteği hayata dair kör bir istektir. varoluşun belirli bir anlamı yoktur.
iyimserliğe ihtiyaç duyulur fakat ardından çığlık atılarak tanık olunur sefalete.

...mutlu bir çığlığı ikiyüzlü olmayanlar atamaz. iyimserlik, yaşama isteğinin hatalı bir telaffuzu olmaktan öte bir şey değildir.

...trokyalılar bebeği ağıtlarla karşılar, ölüleri sevinçle gönderirler. meksikalılar yeni doğan çocuğa “oğlum sen sabretmek için doğdun. öyleyse sabret, acık çek ve sus” derler. (incil’de eyüp peygamberin babasının evinde doğan çocuğa yas tutulur)