8 Ocak 2013 Salı

stalker / andrey tarkovski


“çoktan farketmiş olmalısınız ki, o bu dünyadan değil. tüm civar ona güldü. tam bir beceriksizdi, acınacak halde görünürdü. annem, “o bir iz sürücü, ebedî bir mahkûm!.. iz sürücülerin ne tür çocukları olduğunu bilmiyor musun?”derdi.  ben onunla tartışamazdım bile.  onun ebedî bir mahkûm olduğunu ben de biliyordum. ve çocuklarını… ama ne yapabilirdim ki? onunla mutlu olacağıma emindim. çok acı çekeceğimi de biliyordum elbette. ama, gri, sıkıcı bir hayata sahip olmaktansa keskin bir mutluluk daha iyidir. belki… sonra tüm bunları düşündüm. ama sonra bana yaklaştı ve dedi ki: “benimle gel.”  gittim ve hiç pişman olmadım. asla!  çok acı çektik…  çok korku ve utanç yaşadık. ama hiç pişman olmadı ve kimseyi kıskanmadım. bu sadece bizim yazgımız, hayatımız. işte bu biziz. ve talihsizliklerimiz olmasaydı, daha iyi durumda olamazdık. kötü olurdu. çünkü o durumda, hiç mutluluk olmazdı. ve hiç umut kalmazdı. senin gözlerini seviyorum, canım arkadaşım, onların oyunu çok tutkulu ve parlak, yukarıdaki sana ani bir bakış gönderdiğinde, ve cenneti uçuran aydınlık gibi, sondan sona kadar her şeyi alırdı. ama benim hayran olduğum bundan fazlası: süzgün gözlerin aşk uyandıran ateşin patlamalarında. ve kirpiklerin içinden hızla gider arzunun sıkıcı ve kasvetli çağrısı…”


“evet. haklısın. ben berbat birisiyim. bu dünyada iyi hiçbir şey yapmadım. bundan sonra da yapamam. karıma bile hiçbir şey veremedim. bir tane arkadaşım bile yok. ama bana hakkımı vermen gerekiyor! onlar zaten her şeyimi deminki yıkık boruda elimden aldılar. yani, benim her şeyim işte burada. anlıyor musun? burada! bölge’de! mutluluğum, özgürlüğüm, kendim saygım, hepsi burada! buraya benim gibi umutsuz ve ıstıraplı insanları getiriyorum. hiçbir şey için umudu kalmamış olan insanları! ve onlara yardım edebiliyorum! edebiliyorum! onlara başka kimse yardım edemez! sadece ben, işte bu pislik! yardım etmekten öyle mutu oluyorum ki ağlamak istiyorum. ve hepsi bu. başka bir şey istemiyorum”