23 Ocak 2021 Cumartesi
beyaz kale / orhan pamuk
hayatın bir bekleyiş değil de, tat alınabilecek bir şey olabileceğini bu dört yılda öğrendim.."
Birbirimizi sonuna kadar tanımak yeterince çekici bir iş değil miydi? İnsanın, en küçük ayrıntısına kadar tanıdığı birisinin büyüsüne, korkulu bir rüyayı sever gibi kapılacağını ileri sürdüm.
insanın böyle güzel ve erişilmez bir şeyi ancak rüyasında görebileceğini düşündüm."
Yoksa, yıkım, insanların ve inançların farkına varmadan değişmesi anlamına mı geliyordu?
Belki de yıkım, ötekilerin üstünlüğünü görerek onlara benzemeye çalışmak demekti... "
"İstanbul'un güzel şehir olduğunu, ama insanın burada köle değil, efendi olması gerektiğini düşünürdüm."
Aptal oldukları için başlarının üstünde gezinen yıldızlara bakıp düşünmüyorlardı, aptal oldukları için öğrenecekleri şeyin önce neye yarayacağını soruyorlardı, aptal oldukları için ayrıntılara değil özetlere meraklıydılar, aptal oldukları için birbirlerine benziyorlardı...
"... hayatın bir bekleyiş değil de, tat alınabilecek bir şey olabileceğini bu dört yılda öğrendim.."
Yıkımdan imparatorluğun elindeki ülkeleri bir bir kaybetmesini mi anlıyorduk? Yoksa yıkım, insanların ve inançların farkına varmadan değişmesi anlamına mı geliyordu? Belki de yıkım, ötekilerin üstünlüğünü görerek onlara benzemeye çalışmak demekti.
Önceden belirlenmiş bir hayat olmadığını, bütün hikâyelerin aslında birer rastlantılar zinciri olduğunu birçokları bilir. Ama gene de, bu gerçeği bilenler bile, hayatlarının bir döneminde, geri dönüp ona baktıklarında, rastlantı olarak yaşadıkları şeylerin birer zorunluluk
olduğuna karar verirler.
Birbirimizi sonuna kadar tanımak yeterince çekici bir iş değil miydi? İnsanın, en küçük ayrıntısına kadar tanıdığı birisinin büyüsüne, korkulu bir rüyayı sever gibi kapılacağını ileri sürdüm.
"Alakamızı uyandıran bir kimseyi, bizce meçhul ve meçhulluğu derecesinde cazibeli bir hayatın unsurlarına karışmış sanmak ve hayata ancak onun sevgisiyle girebileceğimizi düşünmek bir aşk başlangıcından başka neyi ifade eder?"
...tuhaf ve şaşırtıcı olanı aramalıymışız; evet, dünyanın bu bıkkınlık verici sıkıcılığına karşı yapabileceğimiz belki de tek şey bu...
Ama, tuhaf ve şaşırtıcı olanı, dünyada aramalıymışız, kendi içimizde değil! Kendi içimizdekini aramak, kendi üzerimizde o kadar uzun boylu düşünmek mutsuz edermiş bizi...