16 Ocak 2015 Cuma

andrei tarkovski sözleri


"sanat, insanın manevi bir varlığını, sonsuz ve kudretli ilah’ın bir parçası olduğunu ve de sonunda tekrar o’na döneceğini hatırlatmak için var. insan, bu sorularla ilgilenir, kendine bu soruları sorarsa, manevi olarak zaten kurtulmuştur. cevabın hiçbir önemi yok. biliyorum ki bu andan itibaren artık eskisi gibi yaşamayacaktır (andrei tarkovzki, paris röportajından)"

"zayıflık harika bir şeydir, güç hiçbir şey. bir insan yeni doğduğunda zayıf ve esnektir, öldüğü zaman ise sert, kaskatı ve duygusuzdur. bir ağaç büyürken zayıf, esnek ve tazedir. kuru ve sert hâle geldiğinde ölür. Sertlik ve güç ölümün arkadaşlarıdır. esneklik ve zayıflık ise varoluş tazeliğinin ifadeleridir. “(lao tzu, filmde stalker’ın ifadeleri)"

"yaratıcıdan bağımsız bir sanata hiçbir zaman inanmadım. sanatın anlamı yakarışın ta kendisidir. yapıt ise duadır."

"insan varolduğu sürece, birşeyler husule getirme eğilimi de varolacaktır. insan kendini insan olarak hissettiği sürece birşeyler yapmaya girişecektir. işte onu yaratıcısına bağlayan şey burada. neye yarar sanat? bu sorgulamanın cevabı şu formülde yatıyor: sanat bir yakarıştır. bu herşeyi anlatıyor. insan sanat aracılığıyla umudunu dile getirir. Bu umudu dile getirmeyen, manevî temeli olmayan hiçbir şeyin sanatla ilgisi yoktur, bunlar ancak parlak birer entellektüel analiz olabilirler. picasso’nun tüm eserleri bu entellektüel analiz üzerine kurulmuştur. picasso dünyayı kendi analizi, kendi entellektüel yeniden-yapılanması adına boyar. adının tüm prestijine rağmen, itiraf etmeliyim ki, sanata hiçbir zaman ulaşamadığını düşünüyorum.” (france culture’ün 7 Ocak 1986 sayısındaki tarkovsky röportajı)"

"ruhun mükemmelliğini arzulamayan hiçbir insan değerli değildir."

"dünya bulmacalarla dolu olduguna göre, onun görüntüsü de bulmacalarla doludur"

"sinema, insanlığa hiçbir şey öğretemez, çünkü insanlık, hiçbir şey öğrenemeyeceğini, son dört bin yılda yeteri kadar ispatlamıştır"

"sinema bir teselli sanatıdır"

"sanat eseri insanı ölüme hazırlamalıdır"

"utanç. bu duygu insanlığı kurtaracak"

" "...hayat deneyimleri arayışı içinde oraya gider, çünkü sinema, başka hiçbir sanat türünün başaramayacağı kadar insanın olgusal deneyimini genişletir, zenginleştirir ve derinleştirir, hatta zenginleştirmekle de kalmaz, adeta gözle görülür bir şekilde uzatır da. sinemanın esas gücü budur, yoksa yıldızlar, bıkkınlık veren konular, günlük hayatı unutturan eğlence değil."

"hayata ilişkin duygularımızı şiirsel veya betimsel yollarla ifade edebiliriz. bense duygularımı metafor yoluyla ifade etmekten yanayım. vurguluyorum bakın; metaforik olarak, sembolik olarak değil. sembol kendi içinde kesin bir mana ve belirli bir zihinsel formül barındırırken, metafor imgeden ibarettir. bir imge, hayatın yansıttığı aynı ayırt edici özelliklere haizdir. bir imge, sembolün aksine, kesin olmayan bir anlam ifade eder. hiç kimse, kesin ve sınırlı araçları kullanarak sonsuz bir hayattan bahsedemez. metaforu tek terimli olarak düşünürsek, sembolü oluşturan formülü çözümleyebiliriz. ona dokunmaya kalktığınız anda parçalanır."

10 Ocak 2015 Cumartesi

sekiz buçuk / fellini





'beni olduğum gibi kabul et. ancak ondan sonra keşfedebiliriz birbirimizi.' diyen guido’da fellini kendini keşfetmeye çalışır. yoğun bir çaba ile bilinçaltını dışa vurma gayretindedir. ‘buzdağının görünmeyen kısmı’ ile meşbu olan seyirci , ‘oynayan’ ‘yöneten’ ‘seyreden’ üçlüsünün ‘oyun’unda yerini alır.

2 Ocak 2015 Cuma

beni yakışına / nurullah genç









o esrarlı yangına bu can nasıl dayandı?
sahile vurdu kalbim,su yandı,kum da yandı.
bir mum gibi eriyip aktı uykusuzluğum,
ölüme başkaldıran dertli uykum da yandı.
yurdundan mahrum edip dolaştırdın cem gibi.
ruhumla söndü alev,sonra ruhum da yandı.
kül oldu bir yiğidin figanıyla her umut.
bülbülün küllerine konan puhum da yandı.
böylesi bir yangını görmedi nemrut bile.
kaktüsün gölgesinde nazlı âhım da yandı.
âhımdır zannederdim en belalı kıvılcım,
kirpiğine dokunan kanlı âhım da yandı.

bir damla su ver bana ey çöl! bari sen küsme.
kalmadı hiçbir şeyim bak,günahım da yandı.

yenilgiler bir tufan gibi çöktü üstüme.
ülkem yıkıldı heyhat!
ordugâhım da yandı.
köleleri her akşam duman kıldı gözlerin,
başıma tâc ettiğim padişahım da yandı.
ilk defa böylesine tutuştu gökkuşağı.

renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı.
o'ndan başka ne varsa yandı,
yandık sen ve ben.
o'nu göreyim diye,kıblegâhım da yandı.